PAPAZ- ATEİST ve ÇELİŞKİLER

Deniz kenarında, doğal güzelliği bozulmamış Koy da yaşayan insanlardı. Zeytin, narenciye seracılık, hayvancılık ve balıkçılıkla uğraşan belde halkı gelenek ve inançlarına bağlı bir yaşam sürüyorlardı. Şehirlerden uzak olmaları adeta kapalı toplum haline getirmişti...
Bu belde de doğup, şehirde yaşayan ve zenginleşen birisi doğduğu topraklara gelince yerleşip, yatırım yapmaya karar verir. Fakat yatırımcı ateistdir, halkla kültürel ve inanç yönüyle çok farklıdır.
Yatırımcı sakin koy da turizm tesisi kurmaya karar verir. Kısa zamanda otel, bar, disko, marina ve havuz gibi tesisler yapılır. Tanıtım yapılarak hizmete açılır.
Turistlerin gelmesi ile beldenin mütevazı hayatı hızla değişmeye başlar. Gürültülü müzik, gelenlerin giyim kuşamı ve yaşam şekilleri rahatsızlık yaratmaya başlamıştır. Yasal yollardan engellemeye uğraştılarsa da muvaffak olamadılar. Huzur yuvası olan beldeleri yaşanmaz hale gelmiştir.
Beldenin sevilen rahibi, başka çare kalmayınca cemaatiyle birlikte her pazar ayininden sonra beddua etmeye başlar. Zamanla cemaatin de katılımı ile beddua seanslarına dönüşür.
Bir gün şiddetli fırtına ve yağmur başlar ortalık simsiyah olmuştur. Gök gürlemesi ve yıldırım düşmesi… Trafo yangınının kontrolden çıkması sonucu turistik tesisler kullanılamaz hale gelir.
Halk çok mutludur, nihayet Tanrı dualarını kabul etmiştir...
Bu sevinç uzun sürmez, rahip ve kilise cemaatine gelen mahkeme celbi insanları tedirgin eder.
Şikâyetçi turizm tesislerinin sahibidir. Duaları ile doğal afete sebep olan rahip ve cemaatinden davacıdır. Tesislerinin her pazar yapılan periyodik bedduaların sonucu yerle bir olduğunu buna sebep olanlardan tazminat talep ediliyordu. Nihayet mahkemeye çıktılar.
Yargıç, davacıya söz verdi:
“Ben, doğduğum beldede eksikliğini gördüğüm turizmi geliştirmek için yatırım yaptım. Bunun için gerekli izinleri aldım emek ve para harcadım. Fakat Rahip ve Cemaati akşam- sabah beddua ederek doğal afete sebep oldular. Büyük zarara uğradım bu sebeple sorumlulardan tazminat talep ediyorum”
Yargıç, rahibe söz verir:
“Turizm tesisleri, fırtına, şiddetli yağış, yıldırım düşmesi ve trafo yangını sonucu tamamen yanmıştır. Bu doğal, meteorolojik bir olaydır. Bizim dualarımızla bir alakası yoktur. Ortada mesnetsiz iddialar var yangının çıkış sebebi belli. Ben ve cemaatimin bu yangınla alakası yoktur. ”
Hadise hukuk kuralları açısından somut delillere dayanmamaktadır. Sübjektif iddialar, tarafların düşüncelerinin hilafına savunmalar içermektedir. Yargıç iddia ve savunmalar çerçevesinde şu yorumu yapar:
“Davacı taraf yaşam tarzı ve inanç olarak, kendisini ‘ateist’ olarak ifade etmektedir. Bu düşüncedeki birinin yok olarak kabul ettiği Tanrının dua sonucu dava konusu felaketi başına getirdiğine inanması, kendisi açısından çelişkidir.”
“Davalı taraf ise inançlı ve mütedeyyin olarak, beddua seansları düzenlemelerine rağmen tesislerin yanmasında beddualarının değil tamamen rutin doğa olayı olduğunu savunmaktadırlar. Tanrının varlığı ve gücüne inanalar için, bu da bir çelişkidir”
“Sonuç itibariyle her iki tarafta inançların tersini savunma pozisyonuna gelmişlerdir.” Diyerek davayı reddetmiştir.
20.06.2023 Zekeriya HHERDEM ANKARA