Zekeriya Herdem

Zekeriya Herdem

Uzmanından Öneriler
[email protected]

KARA ÖKÜZÜN İNTİKAMI

09 Nisan 2022 - 00:52


Çocukluğum, okul dışında hep tarla işleri ve hayvan otlatmakla geçti. Babam yurtdışında olduğu için tarım işlerinde dedemle çalışıyorduk. 1960 lı yıllarda henüz traktörümüz olmadığı için tarım işlerini öküzler, kağnı ve karasabanla yapıyorduk. Baharla birlikte işlere başlamadan öküzler nallattırılır alet edevat gözden geçirilirdi…

Sızır’da üç nalbant vardı, bunlardan biri Demirci Mıstık (Mustafa) aynı zamanda dedemin bacanağıydı. Bizim öküzleri o nallardı. Güçlü ve becerikli biriydi, Hayvanı tek başına yatırır dört ayağını bağlar A şeklinde çatalı destek vererek dört ayağı havaya kaldırır, yıpranmış nal ve eski çivileri temizler, uzayan tırnağı şekle sokar körüklü ocağında hazırladığı nalları çivilerdi. 

Bizim kara öküz güçlü, huysuz ve saldırgan hayvandı. Otlatırken başka öküzlerle vuruşur, boynuzları öne doğru sivri oluşu avantaj sağladığından vuruştuğu hayvan dayanamaz kaçardı. Kara öküz, Demirci  Mıstık’tan korkar gece bile sesinden tanır ve onu görünce kaçardı. Kağnıda koşulu bile olsa kağnıyı yoldan çıkararak ve eşini sürükleyerek kaçmaya çalışırdı. Demirci Mıstık da onu nallanmak istemezdi... Dedeme: “Şu öküzü nallayacağıma camızı nallasam daha iyi bu kadar yorulmam. Bu bir gün beni sakatlar” derdi…

Ağustos sıcağında çayırda döven sürüyorum, akşama doğru Demirci Mıstık dedemin yanına geldi. Harmanın yanına oturdular dedem karpuz kesti, sohbet ediyorlardı… Bu arada ben yorulmuşum sıcağın etkisi ve döven üzerinde dönmekten sersem gibi olmuştum. Gözüm pınarın başındaki kel söğüdün tepesideki leylek yuvasındaydı leylekler takır takır kur yapıyorlardı… 

Birden ayağımın altıdaki döven kaydı sırtüstü düştüm. Kara öküz yanındaki eşini de sürükleyerek Demirci Mıstığın sırtına boynuzu takmasıyla 3-4 metre ileri fırlatmış Demirci yerde yatıyor… Karpuz bir yerde şapka bir yerde gömlek sırtından yırtılmış. Dedem şaşırmış, sinirle bana: “Çölpe! (uyuşuk) ayakta uyuyorsun öküzleri zapt edemiyorsun” diye bağırdı. Güleceğim suç benim üzerime kalacak, korkup uzaklaştım. Demirci Mıstığı yerden kaldırdılar sırtı morarmıştı, kara tahtadaki tebeşir izi gibi iki çizgi oluşmuştu. Sarsılmış ayakta duramıyordu, evde taze deri bulup sardılar. Epeyce bir sırt ağrısı çekti. 

Kara öküz yılların intikamını almıştı… 

Zor yıllardı, okul kapanınca, adı yaz tatiliydi ama bizim kuşak için iş zamanıydı. Bir nevi çocukluğumuzu yaşayamadık. Ama mutluyduk bir şeyler üretiyorduk. Biten her iş zaferimizdi. Şimdi yumurtayı bile üretmeyen kırsal kesim... Bu gün yaşadığımız gıda krizinin sebebi üretmiyoruz. Ahırlar, ağıllar, yaylalar ve tarlar boş kaldı. Nereye kadar? 08.04.2022 ANKARA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum