Zekeriya Herdem

Zekeriya Herdem

Uzmanından Öneriler
[email protected]

KIRMIZI MERCİMEĞİN SERÜVENİ

04 Mayıs 2023 - 23:08


Bakanlığımız 1980’li yıllarda, nadas alanlarının tarımsal üretime kazandırılması ve bu alanlarda baklagil üretiminin arttırılmasını hedefleyen Nadas Alanlarının Daraltılması (NAD) projesini başlatmıştı. Bu amaçla yayım faaliyetleri yanında, televizyonda Prof. Dr. Ayşe BAYSAL’a mercimek yemeklerinin tatlı ve köftesine kadar tanıtıcı ve teşvik edici programlar yapılıyordu…

1983 Yazında Ceylanpınar Tarım İşletmesi, Beyazkule Amirliğine atandığımda, öğrencilikten beri adını duyduğum işletmenin uçsuz bucaksız büyüklüğünden etkilenmiştim. Her nevi tarımsal üretim yapılıyordu.  Bu haliyle bir adeta üniversite gibiydi. İki parselde Kırmızı Mercimek ekimi yapılmış, fakat çıkış sorunu ve hayvan otlaması nedeniyle ürün alınamamıştı, haliyle müfettiş incelemesine tabi olmuştu…

Bu olay, bizleri mercimek ekiminden uzaklaştırdı. 1986 yılı ekim programına yeniden 10.000 da kırmızı mercimeğin Beyazkule de ekilmesi konuldu. Başarısız yılın tedirginliği ile ilgili daire ile görüşerek bir miktar azalttık. Yıllık iznimden Ceylanpınar’a dönüşümü erkene alarak hazırlıklara başladım.
 
Elime geçen yemeklik baklagiller notları ve kitaplardan bilgilerimi tazeledim. İşçilerle konuştum başarısızlığın sebeplerini arıyordum. Herkes farklı şeyler anlatıyordu. Ekim sezonuna iki ay kalmıştı, yerel dilleri iyi bilen Şehmuz Çakır’ı yanıma alarak, Akçakale, Viranşehir ve Kızıltepe’de geniş alanda mercimek eken çiftçilerle her hafta sonu görüşmeler yaptık. 

Sonuçta ekim için tohum yatağının hazırlanması, tapan ve silindir çekilmesi çok önemliydi. Diskli aletler ile ters- düz iki kez toprak işlemesi yapıldı. Biçer döğer tablasının toprağa sürtecek kadar alttan biçilmesi için, ağır tapanla tarla futbol sahası gibi pürüzsüz hale getirildi.  DSİ’nin eski sondaj borularından imal ettiğimiz, ağır silindir ile ekilen tohum bastırıldı…

Güz yağışlarıyla birlikte çıkışlar sağlandı. Gözümüz hep üzerindeydi. İlkbaharda uçakla buğdayda yabancı ot mücadelesine başlamıştık. Merhum Genel Müdürümüz Yüksel Yıldırım geldi, akşam yemekte müdürümüze:

“İbrahim Bey, yarın uçakla mercimek ekilişlerine bakmak istiyorum. Zekeriya sende gel” 

Alçak uçuşta, tarladaki fare delikleri bile belli olur. Acaba geniş alanda, bir ekim hatamız var mıydı? Ertesi gün uçağa bindik. Genel Müdürümüz yardımcı pilot koltuğuna oturdu. Uçak ilaçlama pozisyonunda 4-5 pasaj yaptı. Mercimekler çiçeklenme öncesinde, gürünüm çok güzeldi hatasız yemyeşil bir halı gibiydi rahatlamıştım. Uçaktan inince:

“Tebrik ediyorum bu iş olmuş. Bundan sonra mercimek ekimini katlamalı olarak arttırmalıyız…”

Hasat yaklaşınca bölgeye biçerdöverler gelmeye başlamıştı. Şeyhmuz’la birlikte Viranşehir’e giderek, biçercilerden biçim ayarı ve biçme olgunluğu hakkında bilgi alıyorduk. Biçerci ustamıza, gülerek alaycı tavırla Kürtçe bir şeyler söyledi. Ne olduğunu sordum, “Siz yeniden mercimek mi ekmeye mi karar verdiniz?”  bu alaycı bir tavırdı. Haklı olarak vatandaşın gözü üzerimizdeydi. Sonuç olarak, danenin kırılmaması için tam olgunluk beklenmeli, erken başlanırsa tam olgunlaşmayan baklaları atar uyarısını yaptılar…

Hasat başladı Bitki Üretim Daire Başkanımız telsizle günlük hasat sonuçlarını takip ediyordu.  Kısmi kuraklıktan dolayı verim biraz düşüktü fakat Ceylanpınar için umut vericiydi…

Biz ayrıldıktan sonra yerimize atanan ekipler mercimek üretimini yıllara göre katlayarak arttırdılar. Aynı zamanda tarlalardaki volkanik bazalt taşlar toplanarak toprak ıslahı da gerçekleştirildi. Güçlü traktörlerin alınmasıyla işletme atölyesinde imal edilen toprak işleme alet kombinasyonu ile işlem sayısını azaltarak zaman ve masraflardan tasarruf sağlandı. TİGEM’in geleneğine uygun olarak bir önceki yıllarla yarışarak 220- 280 Kg/da rakamlarına ulaşıldı. Öyle ki bir parselin verimi 405 Kg/da ile rekor kırmıştı…

1988 Yılında Bakanlığımızı ziyaret eden Kanada teknik heyeti Genel Müdürlüğümüze yönlendirildi. Nadas alanlarının daraltılması çalışmalarını yerinde incelemek üzere Orta Anadolu işletmelerin de ve Ceylanpınar da incelemelerde bulundular. Kırmızı Mercimek yetiştirilmesi ile bilgi aldılar. 1992 Yılında 25 ton mercimek Kanada’ya ihraç edildi.

1990’da Dünyadaki mercimek üretimi 2 milyon ton olup, Ülkemiz 846 bin ton kırmızı mercimek üretimi ile dünyada ilk sırayı almıştı. 2017’de ise dünya mercimek üretimi 7 milyon 59 bin tona ulaştı. Ülkemizin, 1990’daki ekim alanı ve üretimi yaklaşık % 60 azalmıştır. Bu arada nüfusumuz 25 milyon arttı.

Türkiye'den götürdüğü kırmızı mercimeği kendi iklimine uygun hale getiren Kanada; dünyada tüketilen mercimeğin  % 70'ini karşılıyor. Ülkemiz ise, Kırmızı Mercimekte ihtiyacının yarısını ağırlıklı olarak Kanada’dan ithal etmektedir. 

Ülkemizin kaba yem açığını kapatmak için saman ithal eder hale gelmesi de düşündürücüdür. Kırmızı mercimek samanı, buğday samanına göre ham protein miktarı üç kat fazla, selüloz miktarı ise daha düşüktür.

Markette mercimek paketinin üzerinde “Made in Canada” yazısını görünce hicap duydum. Film şeridi gibi gençlik heyecanı ile yapılan üretim seferberliğini hatırladım… 

Otuz yıl önceki başarı silsilesinde; Merhum Genel Müdürümüz Yüksel Yıldırım, Daire Başkanı Fahri Harmanşah, Müdürlerimiz İbrahim Özkaplan, İsmail Demirci, Cengiz Koç ve M. Ali Ünal ile fedakâr ekiplerinin payı büyüktür.

Bir zamanlar dünyada kendi kendine yeten 8 ülkeden biri olmakla övünürdük. Geldiğimiz noktada Tarım arazileri 20 yılda %18, Çayır-Mera arazisi 60 yılda % 5O azaldı. Sebze ve meyve üretimi dışındaki nerdeyse tüm ürünlerde dışa bağımlı haldeyiz. Artan gıda fiyatlarının temel sebebi üretim yetersizliğidir.
 
Satılan gıda paketlerinde, Made in Canada, Argentina ve Brazil… Etiketinden rahatsız oluyorum. “Paramız var ki ithal ediyoruz” sözün yadırgadım. Zengin toprakların fakir insanları olmayalım…
04 Nisan 2023 Zekeriya HERDEM ANKARA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum