Zekeriya Herdem

Zekeriya Herdem

Uzmanından Öneriler
[email protected]

DEMOKRASİ VE SİYASAL BASKI

21 Ekim 2022 - 23:22


Ülkemizde çok partili sisteme geçildiğinden beri siyasal baskı artarak devam etmektedir. Her kademedeki kamu yöneticisi siyasi baskıya maruz kalmaktadır. Siyasi baskı, milletvekili, il- ilçe ve belde başkanlarına kadar her kademede maalesef var. 

20 yıllık idareciliğimde her dönem iktidar partilerinin görevlileri çeşitli taleplerle bulundular. Bu isteklerin çoğu yapılamaz işlerdi. İdari görevde yükseldikçe, talepler de büyürdü. Bunlar genelde; işe alma, görev değişikliği, ihaleli işlerde müteahhit ve taşeronlara kolaylık sağlama yada kurumdan menfaat ve haksız işler talebi gibi…

Hatay Tarım İşletmesine 1995’te atandığımda, ekmek kalitesinden şikâyet had safhadaydı. Ticaret Şefine, fırını uyarın dedim, şef dosyayı getirdi ki defalarca uyarılmış adamın aldırdığı yok. Şartnameyi inceledim çok güzel ama fırıncı uymuyor. Reyhanlı da kalan memura, bu fırından ve dağıtım yaptığı üç bayisinden ekmek getirmesini söyledim.

Sabah ekmekler geldi, işletmeye gelen ekmekle ayrı tabaklara dilimledik. Bayilerden gelen ekmek bizimkine göre pasta gibiydi, pişkinliği ve tadı mükemmel, bizimki aynı paçal undan yapılmamış ve içi hamur. Memurlara lezzet testi uyguladık, hiç kimse işletme ekmeğini beğenmedi. 

Fırın yetkilisini aradım, önce kabul etmedi, kendimi tanıttım olayı anlattıktan sonra:

“Piyasaya verdiğin ekmekle işletmeye verdiğin ekmek aynı undan değil, üstelik düzgünde pişirilmemiş. Böyle ekmeği Reyhanlı’ya versen iki günde iflas edersin. Şimdi ekmeği iade ediyoruz bayilerine verdiğin ekmeğin aynısını vermezsen, senin adına başkasından alacağız. Israr edersen sözleşmeyi fes edeceğiz!” Sözlü uyarı yazılı hale getirildi. Ertesi gün ekmek düzeldi…

İşletmede ana ürün pamuktu haliyle, sulama, tekleme, çapalama ve ot temizliği ve toplama işleri hizmet alım ihalesi ile sağlanıyordu. İhaleyi alan yüklenici, teknik elamanlarımız kontrolünde işçi guruplarınca yapılıyordu. Şartnamede tekniğe uygun olmadığında yeniden yaptırılacağı işin durdurulacağı gibi açık hükümler vardı. 

İşler devam ederken, Şef ot temizliğinin düzgün yapılmadığını belirtti. Şartname hükümlerini uygulayın talimatını verdim. Şef işi durdurunca iktidar partisinin ilçe başkanı aradı:

“Müdürüm, şefler pamuk işçilerini tarladan kovmuşlar yazık değil mi, bu işe bakar mısınız?”

“Sayın başkan siz pamuk ekiyor musunuz?”

“Evet, ekilişlerim var”

“Çok güzel şimdi konuşmalarımızı şikâyetçi de dinlesin”

“Yanımda değil.”

“Sayın başkan sizden rica ediyorum işletmeye gelin, pamuk üreticisi olarak, yapılan işi beğenirseniz hemen başlatalım. Sizi bekliyorum hem bir kahvemi içersiniz.”

“Tamam, müdürüm geliyorum…” 

Fakat gelemedi, biz o gruba işi yeniden yaptırdık. İşin gereği bu tür olaylalar hep oluyor, siyasilerden sık sık telefonlar geliyordu…

Reyhanlı’ya eşimin işi nedeniyle küçük oğlumla gittiğimizde araçtan iner inmez, menfaati bozulan bir gurup lideri; “Bize neden iş yaptırmıyorsun” sözlü sataşması ile önümü kestiler. Şoförüm Ahmet Kızılkaya tornavidasını çekip olaya müdahil oldu. Arbede çıkmak üzereydi ki birden sivil polisler belirdiler olay büyümedi. Sanıyorum bizi izliyorlardı. Sonraki günlerde eşimle birlikte şehre inerken yanıma silah alıyordum.

İki oğlum Reyhanlı Lisesinde öğrenciydi haliyle tanımadığı kişilerin saldıracağı endişesini yaşadım. Servis şoförü merhum Abdüsselam Basmaz, tahminim olanlardan ve dolaşan söylentilerden anlamış olmalı ki;
 
Odama geldi:

“Müdürüm, oğullarınız bana emanet, ben her şeyin farkındayım siz merak etmeyin.”

“Benim için başını belaya sokma tedbirimi alırım, teşekkür ederim.” 

Dedim ama ne yapabilirdim? İş yerindeki olayları eve taşımadığım için, çocuklar olaylardan habersizdi ve kimseyi tanımıyorlardı.
Şoförlerin asil davranışından duygulandım. TİGEM’in idarecileri benzer tehdit ve şikâyetleri hep yaşadılar. Sonrasında üzerimde ki siyasi baskıyı hafifletmek için olsa gerek, talebim olmadığı halde kısa süre Ankara’ya görevli olarak aldılar. 

Siyasal baskı ve talepler eksik olmuyordu, iftira atılmasından çekiniyordum. Altınova İşletmesinin Müdürlüğü teklif edilince tereddütsüz kabul ettim.

Siyasi partiler demokrasinin temeli ve şüphesiz en iyi yönetim şeklidir. Gelişmiş ülkelerde benzer olaylar bizdeki kadar yaşanmıyor. O ülkelerde demokrasi kültürü ve ahlaki değerler oturmuş, kanun ve kurallar herkese eşit uygulanıyor. Atama ve işe alımlarda nepotizm siyasi aidiyetten ziyade ehliyet ve liyakat dikkate alınıyor. Bu kuralları ihlal eden yönetici görevden alınıyor, haksız ve kuralsız talepte bulunanları toplum dışlıyor.

Geldiğimiz noktada, haksız ve hukuksuz taleplere direnen idareciler görevden uzaklaştırılıyor, saldırıya uğruyor, saldırganlara caydırıcı ceza verilmiyor. Cezasızlık olayların artmasına sebep oluyor. 

Her Cuma hutbesi sonunda, Nahl 90’nı okuyacaklar; "Şüphesiz Allah, size adaleti, iyilik yapmayı…” başlayan ayet meali hatırlatılacak, daha ayakkabımızı giyerken unutacağız. Adalet hava gibidir varlığında hissedilmez, olmadığında huzursuzluğun kaynağı olur. Zekeriya HERDEM 21.10.2022 ANKARA.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum