Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI
[email protected]

ÜMMETÇİLİK EMPERYAL TUZAKTIR

21 Temmuz 2025 - 13:54

Dünyanın her yerinde, mezhep ayrılıkları sebebiyle müslüman kanı döken, El Kaide, IŞİD, HTŞ gibi elikanlı örgütleri ümmetin neresine koymak gerekir. Ümmet dediğiniz kavram, Araplar için zaten Millet demektir. Arap aleminin dışında kalan ve İslamı sonradan kabul edenlere, Araplar "Mevali" demektedirler. Araplar "Mevali"nin malı mülkü, kadın ve kızlarının Araba helal olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca hiçbir İslam ülkesi biz ümmetiz diyerek kurtuluşu Erdoğan’da görmemektedir. Kaldıki, "Mevali" den lider olamayacağı konusunda hüküm bulunmaktadır.

Dünyanın her yerinde ümmet, seçilmiş diktatörlerin, kralların zulmü altında inim inim inlemektedir. Bir bakarmısınız, Filistin parça parça edilirken, Gazze yakılıp yıkılırken Ümmet’in gıkı bile çıkmamaktadır. Ümmet kültürünün hakim olduğu bütün ülkelerde özellikle kadın ve kız çocukları ilkel kavim yaşantısı ile muhatap olmaktadırlar. Derin bir yoksulluk ve insan hakları ihlalleri hüküm sürmektedir. Ümmetçilik, emperyalizme hizmet etmek için yeniden üretilmiş tuzak bir ideolojidir.

Ümmet kültürünün tarihine bir bakalım. Hazreti Muhammed ölünce Arap ileri gelenleri halife seçimi için birbirlerine düşmüşlerdir. Peygamberin cenazesi ortada kalmıştır. Damadı Hz. Ali cenazenin defin işlemlerini yapmıştır. Siyasi rant kavgasına tutuşan ümmet Peygamberin cenazesinde yoktu. Peygambere cenaze merasimi yapmamanın pişmanlığı içinde olanlar, cesedi mezardan çıkarıp tören yapmak istemişlerdir. Ancak Hz. Ali mezarın üstüne oturmuş ve buna izin vermemiştir. Halifelerden sadece Ebubekir ecelinden ölmüş, diğerleri hep cinayete kurban gitmişlerdir.

Ömer’den sonra halife olan Osman, Kuran-ı Kerim’i yaktı denilerek Mısır’dan gelen hafızlar tarafından katledilmiştir. Halife Osman’ı öldüren ümmet, onun dinden çıktığını söyleyerek, cesedini Yahudi mezarlığındaki tuvalet çukuruna atmışlar ve aşağılamışlardır. Bütün bu kötülükleri gören Hz. Ali halife olmayı pek arzu etmemiştir. Ancak sıra kendisine geldiği için halk tarafından seçilmiştir. İslamdaki en büyük kırılma, Hz. Ali'nin halife seçilmesiyle başlamıştır. Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye ona baş kaldırmıştır. Sıffin Savaşı bu nedenle çıkmış ve ümmet birbirinin oluk oluk kanını akıtmıştır.

Sıffin Savaşından önce, Peygamberin dul eşi Ayşe, yanına Talha ve Zübeyr’i alarak halife Ali’ye karşı savaş açmıştır. Bu savaş ümmetin kendi arasında çıkan ilk iç savaştır. Savaş Ayşe'nin devesi etrafında döndüğü için, bu savaşa Cemel Savaşı denilmiştir. Ayşe bu savaşı kaybetmiştir. Sonunda Hz. Ali bir Harici tarafından öldürülmüştür. Yeni halife Hasan olmuştur. Fırsat kollayan Şam Valisi Muaviye Hasan'ın elinden iktidarı zorla almıştır. Savaşta binlerce ümmet mensubu ölmüştür. Daha sonra Muaviye'nin oğlu Yezit, Kerbela’da Hz. Muhammed’in torunu Hüseyin’le birlikte 72 aile üyesini öldürmüştür. Hüseyin’in kesik başı Emevi Camisi'nde sergilenerek ümmete korku salınmıştır.

Hele ümmetin tarihinde bir "Harre Olayı" vardırki, yürekler acısıdır. Emevi Ordusu içindeki Rum askerler, ümmetin Müslüman kadınlarının ırzına geçmişlerdir. Doğan, babası belirsiz çocuklara "Harre Çocukları" denilmiştir. Nefretlik olaylar bitecek gibi değildir. Ümmetin halifesi İkinci Velid, Kuran-ı Kerim’i duvara astırıp oklarla parçalatmış, “Hadi göster Allah’ın kitabı olduğunu!” diyerek alay etmiştir. Özetle ümmetçilik güçlü siyasetçiye tapmaktır. Erdoğan'ın çağdaş Türk toplumu yerine bize dayattığı ümmetçilik işte budur. Bunu
emperyalist Amerika dayatmakta, sömürgeci Avrupa da destek vermektedir. Ümmetçilik İslam dünyasını sömürgeleştirmektir.

Türkiye de durum sandığımızdan daha tehlikelidir. Ümmetçiliğin temeli cemaatlerle atılmış, tuzaklar kurulmuştur. İngiltere ve İsrail, Türkiye'deki bütün cemaatler kontrolümüz altındadır demektedirler. Hedef Ulus Devleti ortadan kaldırarak, Türk, Kürt ve Arapları, din ortak paydasında, ümmetçilik üst kimliği altında birleştirerek devleti dönüştürmektir. Buna engel olabilmek için konuşmak, miting yapmak yeterli değildir. Erdoğan devleti dönüştürmek için yeni bir faza geçmiştir. Buna göre karşı eylemlerin de birleşip bütünleşerek faz değiştirmesi zorunludur. Merkez sağ partiler, küçük siyasi hesaplar nedeniyle Erdoğan'ın işini kolaylaştırmaktadırlar. "Kurtuluş yok tek başına, ya
hep beraber, ya hiçbirimiz". Kulvarına girmelidirler.