Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI
[email protected]

ULUS DEVLETİ YIKAN ENKAZIN ALTINDA KALIR

16 Temmuz 2025 - 12:21


Türkiye'nin yönetiminde sorumluluk paylaşımında bulunan iki lider yaşlanmış ve sağlıkları bozulmuştur. Bir de buna konuşma metinlerini başkalarının yazması eklenince, ülke yönetiminde kontrolün kaybedildiği gerçeği ortaya çıkmaktadır. ABD Büyükelçisi ne konuşuyorsa, Erdoğan ve Bahçeli de bu konuşmayı destekleyen açıklamalar yapmaktadırlar. Son olarak Büyükelçi Barrack Türkiye'nin Osmanlı dönemindeki ümmet sistemine geçmesi gerektiğini savunmuştur. Aslında bir Büyükelçi görev yaptığı devletin iç işlerine karışamaz. Bu nedenle kendisinin Dışişleri Bakanlığına çağrılarak uyarılması gerekmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 11 Temmuz 2025 tarihinde Kızılcahamam da yaptığı konuşmada üçlü ittifaktan bahsetmiştir. Türkler, Kürtler ve Araplar konusunu güçlü ve net ifadelerle vurgulayarak, toplumun nabzını yoklamıştır. Ben de merak edip bu üç etnik gurubun ülkemizdeki nüfus oranları nedir diye bir incelemede bulundum. Halen Türkiye de, 19 ayrı etnik gurubun var olduğu iddia edilmektedir. Erdoğan'ın ifade ettiği grupların nüfus oranları aşağıda gösterilmiştir. Bunların arasında ilk sırada Türkler ve Türkçe gelmektedir. İkinci sırada Kürtler ve Kürtçe, Araplar ve Arapça ise bu 19 etnisite içinde son sıralarda yer almaktadır.
Şimdi ülkemiz sınırları içinde konuşulan bazı dillerin oranlarına bir göz atalım.
Türkçe ve Türkler %81,33
Kürtçe, yani Kürtler, %9,02
Arapça, yani Araplar %0,75
Bu arada Çerkez vatandaşlarımız vardır, bunların oranı %5, Gürcülerin oranı ise %3 kadardır. Bu grupların hemen hemen hepsi Araplardan daha yüksek orana sahiptir.

Ben bu 19 etnik gurubu Türk sayanlardanım. Anayasamızın 66'ncı maddesine amasız, fakatsız bağlıyım. Çünkü küçük etnisiteler, büyük etnisitelerin içinde entegre olmaktadırlar. Bu durum, yaşadığımız dünya da sosyolojik bir gerçekliktir. Ulus devletler bu şekilde var olmayı başarmışlardır. Araştırmalara göre dünyada 6 bin yerel dilin olduğundan söz edilmektedir. Her yerel dil için ayrı bir devlet kurulması mümkün değildir.
Bunu talep etmekten daha büyük akılsızlık olamaz, bunun sonu kaos ve kargaşa olur. İstatistik kayıtlara bakıldığında Türkiye da Arap nüfus yok denecek kadar azdır. Ensar, muhacir adı altında Suriyelileri ülkeye doldurarak, Arap nüfus oluşturma gayreti art niyettir. Ulus Devleti yıkma planıdır.

Erdoğan Türk, Kürt ve Arapların dışında kalanları azınlık saymaktadır. Halbuki, bunların hiçbirisi azınlık statüsünde değil, "Türk" statüsündedirler. "Türk"lük bir üst kimliktir. Dünyada farklı adlarla çok çeşitli Türk boyları bulunmaktadır. Göktürk, Oğuz, Kırgız, Tatar, Kazak bunlardan bazılarıdır. "Türk" bütün bu farklı adların çatı adıdır. Anayasamızın 10'uncu maddesi, yurttaşların eşitliğini garanti altına almıştır. Ulus devletin yapısını bozarak, gelecekte bölünmeye yol açacak bir ittifaktan söz edilemez. Böyle bir ittifak olamaz, olsa olsa emperyal devletlerin taşeronluğu olur. Böyle bir yaklaşım, Araplardan çok daha fazla nüfusa sahip olan etnik gurupların hak iddia etmesine kapı aralayacaktır.

Özünden bir Türk Milliyetçisi olan Atatürk, " Ne mutlu Türk olana" dememiş, " Ne mutlu Türküm diyene" demiştir. Her kim ki, ben Türküm diyorsa, etnik kökeni ne olursa olsun, o kişi Türktür. Atatürk'ün "Milli mücadeleyi yapan halka Türk denir" sözü, anlattıklarımın tümünün özetidir. İngiliz, Alman, Fransız birer kimliktir. Ancak İngiltereli, Almanyalı veya Fransalı olmak, coğrafi bir aidiyettir. Bunun gibi Türk de bir kimliktir. Türkiyeli olmak coğrafi aidiyeti ifade etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ırk devleti değil, bu coğrafyayı yurt bilen her ırktan İnsanın inancı ne olursa olsun, ortak vatanıdır! Halkına da Türk Milleti denilmektedir.

Gerçek kardeşlik kan kardeşliğidir. Kökeni karındaşlıktan gelir. Bu yakınlığı esas alan birçok kardeşlik tanımları vardır. Örneğin "süt kardeşliği", "din kardeşliği", "fikir kardeşliği" gibi. Millet olmak beşeri ve dünyevi bir beraberliktir. Milletin devleti olur. O devletin lideri milletin seçtiği kişidir. Ancak ümmet olmak, dini ve ruhani bir birlikteliktir, tek bir devlete sığmaz. Farklı milletten olanlar, ayni ümmetten olabilirler. Ümmetin lideri Peygamberdir. İslam ümmetinin lideri Hz. Muhammed'tir ve devleti yoktur. Bütün İslam alemi onu Nebi olarak bilmektedir. Devlet liderliği ile, ümmet liderliği bir arada yürümez. Osmanlının son döneminde bile Padişah ile Halife ayrı kişilerden oluşuyordu.

Erdoğan da herşeyi kendisinde toplama hırsı bulunmaktadır. Kendisi halen hem AKP Genel Başkanı, hemde Cumhurbaşkanıdır. Şimdi Türk, Kürt ve Araplardan oluşan, ümmet esasına dayalı bir devlet kurup, hem Devlet Başkanı, hemde Halife olmak istemektedir. Tek vatanda üç millet, üç bayrak, üç kültür, üç resmi dil olmaz. Yapmaya kalkarsanız, şimdiki zoraki birleşme, gelecekte gönüllü ayrılığa dönüşür. Ulus devletin ayarları ile oynarsanız, gelecekte meydana gelecek enkazın altında kalırsınız. Son günlerde birbirini kullanmak isteyenler çoğalmıştır. Küresel güçler Türkiyeyi bölmek için Erdoğan ve Bahçeli'yi, Erdoğan ölene kadar koltukta kalmak için Kürtleri, Kürtler bölünmek için Erdoğa'ı kullanmak istemektedirler. Türk Milleti bunu anlamalı ve oyunu bozmalıdır.