Ayhan Küyük yazdı: Yaşayan ölü ağaçlar.

Ormanda ilk bakışta ölü gibi görünen şey, ikinci bakışta çok canlı olduğu anlaşılacaktır.

Ayhan Küyük yazdı: Yaşayan ölü ağaçlar.
13 Ocak 2024 - 19:23


Nasıl mı?

Ormandaki yaklaşık 5.000 tür sizin cansız dediğiniz ölü ağaç habitatına bağlıdır. Böcekler ve mantarlar tür açısından en zengin gruplardır. Türkiye’de  tahminen 1.700'den fazla böcek türü ve 2.700'den mantar ölü odunlara bağımlıdır. Üzerinde bu canlı barındıran bir varlık nasıl ölü olabilir değil mi?

Mantarlar, böcek larvaları, tahta bitleri vb. eski ve ölü ahşabı ayrıştırır. Yosunlar, likenler ve omurgalılar da bu alt tabakaya ihtiyaç duyar. Likenler, yosunlar, kuşlar ve diğer böcekler ölü ağaçların üzerinde ve içinde yaşar. Küçük memeliler, sürüngenler ve amfibiler, salyangozlar altlarında ve içinde  saklanır.Canlı veya ölü ağaçlardaki ağaçkakan delikleri güvercin, baykuş, küçük karga ve diğer kuş türlerinin yanı sıra yediuyuru ve yarasalar tarafından da kullanılmaktadır.

Ölü ağaç ve toplulukları, orman ekosisteminin biyolojik çeşitliliği ve doğallığının iyi göstergeleridir.  Ölü odun aynı zamanda orman döngüsünde doğal bir unsurdur. Yaşlanma evresi ve yaşam alanı olarak önemli bir rol oynar. 

Ölü ağaç ; silvikültürel müdahalelerden rüzgar devriğinden ,kar kırığından veya ağaç kabuğu böceği istilası gibi doğal olaylardan kaynaklanmaktadır. Bu, ormandaki ölü odun miktarının ve kalitesinin sürekli değiştiği anlamına gelir. Her ne kadar ayrışma sırasında ölü odun hacmi azalsa da, doğal koşullar altında ayrışmanın her aşamasında benzer miktarlarda ölü odun meydana gelmektedir. Bunun nedeni, bozulmanın ilk aşamalarının kısa sürmesi, sonraki aşamaların ise daha uzun sürmesidir.

Habitat geleneği ve ağ oluşturma pek çok ölü ağaç sakininin hayatta kalması için hayati önem taşıyor. Ormanlarımızın bunlara çok ihtiyacı var. Birçok tür için orman meşçeresinde çok fazla ölü odun bulunması sadece hayati önem taşımaz. Aynı zamanda ağaç türleri, ölü ağaçlar ve yapı mevcudiyeti bakımından onlarca yıldan yüzyıllara kadar uzanan bir süreklilik de söz konusu, buna biz ormancılıkta habitat geleneği diyoruz. Nesli tükenmekte olan keşiş böceği türleri, yüzyıllarca nesiller boyunca bir ağaçtaki bir delikte kolonileşebilir. 

Son yıllarda ormanlarda gerek orman köylülerinin zati yakacak gerekse de odunun  enerji olarak kullanımına bağlı olarak ölü odun miktarında önemli  bir düşüş riski ortaya çıkıyor. 

Günümüzün ticari ormanlar ölü odun habitatı açısından doğal orman döngüsünün çeyreğini  dahi karşılamamaktadır. Ağaçlar genellikle 30-60-120 yaşları gibi genç bir yaşta kesiliyor. Bu yüzden  ormanlarımızda yaşlanma evresindeki yapıların büyük bir kısmı eksiktir. İlgili biyolojik çeşitlilikteki yaklaşık 5.000 türün çoğu, Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Kırmızı Listesinde yer almaktadır. Bu nedenle ticari ormanlarda da yaşlanma evrelerinin yapılarına  dahil edilmesini  acilen gerçekleştirmek gerekiyor.

Bu, orman rezervleri ağını içeren yaşı ve ölü ağaç konseptiyle en başarılı şekilde gerçekleşir. Orman alanı boyunca eski orman adaları ve biyotop ağaçları ve ölü odun gibi ağ oluşturma unsurları. Organizmaların ormanın yaşlanma ve çürüme aşamasında hayatta kalmasını sağlamanın tek yolu budur.

Yaşlı orman adaları, orman rezervleri arasındaki değerli basamak biyotoplarıdır ve belirli sayıda türün başarılı bir şekilde çoğalmasına olanak tanır.Ancak yaşlı orman adaları tüm orman topluluklarına yer sağlayamayacak kadar küçüktür. Genellikle 1-5 ila 20 hektarlık alanları kaplarlar ve ağaçlar çürüyene kadar kullanımdan çıkarılırlar. Alanın büyüklüğü büyük oranda hedef türe bağlıdır. 

Yaşlanan yapıların restorasyonu ve çürüme aşamaları uzun zaman alabilir ve birçok ölü ağaç türü çok hareketli değildir. Bu nedenle çekirdek habitatların mevcut olduğu yerlerde orman rezervleri oluşturmak daha avantajlıdır. Çürüme sırasında önemli olan yaşlı orman adalarının yakın çevresinde yeni alanlar zamanında tespit edilmelidir. Mümkünse yaşlı meşçerelerin bulunduğu yerlere yaşlı ağaç  adaları inşa edilmelidir. Böylece yaşlı ağaç adasını işlevini bu yeni yaşlı ağaçlar devralabilirler. 

Farklı habitat yapılarının mekansal ve zamansal devamlılığı garanti altına alınmalıdır. Orman alanları, ölü ağaçlarda yaşayan türlerin tüm popülasyonlarına yer sağlayacak kadar geniş olmalıdır. Hedef türe bağlı olarak  bunu yapabiliriz.. (Onlarca hektardan 500 hektara kadar.)  Büyük rezervler yalnızca dağların uzak bölgelerinde kurulmamalı aynı zamanda tüm temsili orman türlerini de kapsamalıdır.

Ormanda gerekli miktarda ölü odun bırakmalıyız. Ölü ağaç organizmalarının desteklenmesi sürdürülebilir orman yönetimine bir katkıdır. Ölü ağaç türlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için mevcut ölü miktarın  en az 3-4 kat daha fazla artırmak gerekiyor. Bu nedenle, ormandaki ölü odunun öneminin ele alınması gerekmektedir. 

Enerji odununa olan artan talep ile ölü odunun teşviki arasında açıkça bir çıkar çatışması var. Enerji oduna yönelik artan talep, ülkemizdeki ormanlarında daha fazla ölü oduna yönelik eğilimi azaltmaktadır.Yaklaşık 5.000 civarında türü tam anlamıyla yakmayı göze alamayız. Hem biyolojik çeşitliliğin korunması hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması sürdürülebilir kalkınmanın hedefleridir. Ormandaki zorluk, yenilenebilir odun kaynağını biyolojik çeşitlilik pahasına olmayacak şekilde kullanmak olacaktır.

Enerji odunu sağlamak için çözümlerin de aranması gerekiyor. Çözüm bulmak için ormandaki tüm aktörler arasında gerekli iletişimler kurularak ormancılar, doğa korumacılar yerel halk ve oduna dayalı enerji sektörü kuruluşları  arasında yakın işbirliği yapılmalıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum