Ormanların traşlama olarak kesilmesinin çevreye etkisi var mı?
Ayhan küyük beyin yazısı:
03 Aralık 2024 - 21:37
Elbette doğaya yapılan her müdahalenin çevreye mutlaka bir veya birkaç etkisi olabilmektedir. Bugün bu konu ile ilgili gözlem ve tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Genellikle traşlama kesimlerini gözden kaçırmak veya görmemezlikten gelmek çok zordur. Çünkü karşımızda durmaktadır. Bu tür bir çalışma (silvikültür), orman bölgesinin bir kerede kesilip yeniden gençleştirilmesinden (dikilmesi veya ekilmesi) oluşur. Özellikle makta işletmeciliğinin yoğun olarak uygulandığı kızılçam ormanları için 60 yıllık rotasyonla her 10 yılda alanın 1/6 kadarı traşlanıyor. Bu nedenle traşlama kesimin Akdeniz
Bölgesinde bulunan ormanlar için en yaygın uygulama olduğu anlamına gelir.
Bu ormancılık yöntemi, her ne kadar hasatın teknik, lojistik ve ekonomik açıdan optimize edilmesine yardımcı olsa da çevreci ve doğa sever halk tarafında bu uygulamanın özellikle biyoçeşitlilik,su döngüsü ve toprak kalitesi üzerindeki uzun vadeli çevresel etkileri sebebi ile eleştirmektedir. Ekosistemleri etkilemenin yanı sıra, su baskını, yangın tehdidi ve flora ve faunanın azalması gibi etkiler hissediliyor.
Bir çok bilim insanı öneri ve tavsiyelerde bulunsa da mevcut mevzuatlarda herhangi bir düzenleme yok, dolayısıyla orman yönetimlerinin iyi ve çevreci uygulamalar konusunda mutlaka eğitilmesi gerekiyor.
Ekonomik karlılık ve işin emek yoğun doğası nedeniyle, şu anda ormancılıkta artan makineleşmeyle birlikte 1950'lerdeki tarım devrimine benzer bir devrim yaşıyoruz. Traşlama kesimleri , ormancılıkta artan makineleşmeyle eş anlamlıdır. Odun hasadı için, tomruk devirme makineleri,yükleyiciler,taşıyıcılar ve sürükleyiciler kullanılır, bunu daha sonra gençleştirme için dikim ve ekim alanlarının toprak işleme makineleri takip eder.
Traşlama kesimleri her şeyden önce çevreyi etkiler. Su döngüsü değişir. Toprak yüzeyindeki su içeriği %18'den %66'ya çıkıyor: çünkü artık topraktan kökleri ile su çeken veya yağmurun toprağa ulaşmasını engelleyen ağaçlar yok! Zemin, özellikle killi topraklarda giderek ağırlaşan makinelerin geçişi nedeniyle yoğun biçimde sıkıştırılıyor. Sonuç olarak, toprağın sızma kapasitesi azalır, havzalardan akarsu akışı %30 ila 100 oranında artar. Büyük miktarlarda tortu (%700'e kadar) nitratlar ve toprak katyonları (kalsiyum, potasyum, alüminyum) ile birlikte dere,çay ve nehirler ile taşınarak göl,gölet ve barajlardaki su kalitesini düşürür. Topraklar daha az verimli, karbon açısından daha az zengin, daha az havalandırılmış hale geliyor… Etkilerin çoğu, kesimden sonraki birkaç yıl boyunca gözlemlenebilir veya erozyon durumunda olduğu gibi neredeyse geri döndürülemez.
Traşlama kesimleri aynı zamanda çevredeki arazileri de etkiliyor: örneğin ormanın kenarındaki ağaçlar fırtınalara karşı oldukça savunmasız hale gelmesi kaçınılmaz olur.Mikroiklim üzerindeki etki ise birkaç yüz metre öteye kadar ölçülebilir.
Yerel halk da traşlama kesiminden etkileniyor. Şiddetli yağmurlar sırasında orman, yağmur suyunun sızmasına izin veren bir tampon bölge görevi görüyor. Traşlama kesimleri yoğun su baskınlarının meydana gelmesini artırır. Bilim camiası yakın zamanda daha az bilinen başka bir etki üzerinde çalışıyor. Dere. çay ve nehir kıyısı bitki örtüsü olarak bilinen özel ağaçlarla doludur. Yaprak döken türler iğne yapraklı türlere göre daha az yanıcı olan nehir kenarındaki ormanların, yangınlar sırasında doğal yangın kesici görevi gördüğü görülüyor.
Son olarak orman ekosistemi de bozuluyor. Kesin veya aşamalı bir kesimi takip eden ilk yirmi yılda, türlerin toplam sayısı, kontrol alanına kıyasla %10'dan fazla artar. Daha sonraki 20 yıl da hızla azalır. Bu araziler, örneğin çevredeki alanda yoğun tarım nedeniyle tehdit altında olduklarında, genellikle kuşlar ve kelebekler olmak üzere açık, tarımsal türler için yedek yaşam alanları görevini görür.Bu güneşli ortam aynı zamanda yeni bir bitki örtüsüne de ev sahipliği yapıyor..ama bu olumlu bir gelişme değil. Bu, orman alanlarına özgü ev sahibi türlerin varlığındaki azalmayı maskeliyor. Bu orman türleri genellikle yaşlı ağaçlarda gelişiyor; eğer bu yaşlı ağaçların hepsi kesilirse, alternatif yaşam alanları olmadığından eninde sonunda yok olacaklar. Bu da ekosistemi tamamen bozacaktır.
Gerek kesim esnasında gerekse de yeniden gençleştirmede kullanılan ağır iş makineler ile toprağın sıkıştırılması biyolojik çeşitliliği önemli ölçüde değiştiriyor. Toprak kompaklaştığı için fidanlar daha yavaş büyüyor, çiçek toplulukları değişiyor, mikrobiyal biyokütle azalıyor ve mantar toplulukları değişiyor.
FACEBOOK YORUMLAR