Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

TOHUMTOPRAK.COM
[email protected]

YILLARCA DİN İMAN MİLLİYETÇİLİK DİYEREK ALDATTILAR

31 Mart 2024 - 18:06



Necdet Topçuoğlu 

Rahmetli Alpaslan Türkeş 1994 yılında TBMM "Mal Varlıklarını Araştırma Komisyonuna" mal beyanında bulunmuştur. Söz konusu beyanda
sadece "2.5 Milyar TL'sinin olduğu" ve bir de Milletvekili Maaşı bulunduğu yer almıştır.
 
 Alpaslan Türkeş 4 Nisan 1997 de öldükten sonra çocukları Miras yüzünden anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Konu Mahkemeye intikal edince, gerçek mal varlığı resmî kayıtlara geçmiştir. Buna göre rahmetli Türkeş'in İngiltere bankalarında yüklü miktarda Mark, Sterlin ve Dolar hesaplarının olduğu ortaya çıkmıştır. Beyan esastır denilerek hiç kimse üzerinde durmamıştır.

Beni itimatsızlığa düşüren, Türk Milliyetçisi olduğunu ifade eden bir devlet adamının paraları neden özellikle İngiliz bankarında bulunduğu olmuştur. 1960 İhtilâlinden sonra Hindistan'a sürgüne gönderilmesinde İngilizlerin etkisi olmuşmudur, hiç sorgulanmamıştır. Halbuki tarih geçmişi aydınlatmak zorundadır.

Gelelim Milli Görüş'ün mucidi, Müslümanlığı dilinden düşürmeyen rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'ya. 
O da 1969 yılında TBMM Mal Varlıklarını Araştırma Komisyonu'na mal beyanında bulunmuştur. Söz konusu Mal beyanında;
"İstanbul Fatih'de bir apartman ile bir arabası ve "bir motor şirketinde küçük bir hissesinin" olduğu bilgisi yer almıştır.

Nihayet muhterem Erbakan Hoca da 27 Şubat 2011 tarihinde vefat etmiştir.
Onun da evlâtları miras için mahkemelik olmuşlardır. Hatta Fatih Erbakan ablalarına, mirası İslami Usüllere göre pay etme teklifinde bulunmuştur.  Ablaları ise Türk Medeni Kanununa göre taksim edilmesi hususunda direnmişlerdir. Bu çelişki de gözden uzak tutulmamalıdır.

Rahmetli Necmettin Erbakan'ın mahkeme kayıtlarına intikal eden mal varlığı da şu şekildedir.
Balıkesir, Ankara, İstanbul da toplam 17 bin 673 metrekare arsa, bu illerde 6 adet daire, Altınoluk'da 40 bin metrekare üzerinde oturmuş 216 metrekarelik villa.
Üç yazlık ev, 421 bin Dolar, 532 bin İsviçre Frangı, 611 bin Alman Markı ve 148 kilo Altın.

Müslümanlığı dilinden düşürmeyen bu siyasetçi de Malvarlığını 1994'de bildirmiştir. Hiç kimse 25 yılda bu servetin nasıl kazanıldığını ve ne miktarda vergi ödendiğini gündeme getirmemiştir.
Yine bu mal beyanının içerisinde,
İstanbul da 12 milyon Dolarlık yalı,
Ankara da 11 katlı bina, Konya da çeşitli sanayi kuruluşları ve meşhur kayıp trilyon davası bulunmaktadır. 

Günümüz Türkiye'sine gelince, Erdoğan'ın mal varlığını kimse konuşamaz, sadece dedikodusu yapılmaktadır. Yerel seçim sebebiyle malvarlığı konusu Mansur Yavaş tarafından gündeme getirilmiştir. Kendisi muhtemelen Melih Gökçek ve Turgut Altınok'un malvarlığı dosyalarını bilmektedir. Bu nedenle kamuoyu önünde tartışmaya açmıştır. Toplumdan gerekli tepki maalesef gelmemiştir.

Toplum rahmetli Bülent Ecevit'i yakından bilmektedir. Vefat ettiğinde Oran Şehrinde  sıradan bir dairesi, İstanbul Beşiktaş da Rahşan Hanım'a miras kalan küçük bir daireleri bulunuyordu. Her iki dairede de kendilerini ziyaret etmiştim. Bunların dışında eski bir Erica daktilosu, halk deyimi ile kirli şapkası ve lacivert parkası yadigâr kalmıştır. Kanaatimce fakir yaşamış, zengin ölmüştür. Zenginliği insanların gönlünde bıraktığı mirastır.

Yarın yerel seçim var. Turgut Altınok malvarlığını neden doğru açıklamadı diye yadırgamıyorum. Tarihin her döneminde Milliyetçilik, Vatan, Müslümanlık gibi ortak değerlerimizi kullananlar hep şüpheli mallar edinmişlerdir. Onlar böyle davrandılar diye oyları azalmamıştır. Her nedense Türk insanı soyulmaktan keyif almaktadır. İşin garibi bu haksız mal edinimini yapanlar, muhalefeti yolsuzlukla suçlayacak kadar pişkin davranmaktadırlar.

Türkiye ahlâksızlığı dava olarak kabul eden bir cahil güruhun işgali altındadır. Bu ülke bilinçli ve planlı bir şekilde soyulmakta ve Türksüzleştirilmektedir. Ülkeyi kurtarması gerekenler, maalesef çareyi yabancı ülkelere gitmekte aramaktadırlar. Türkiye de mülteciden yakınanlar, başka ülkelerde mülteci olmayı çare saymaktadırlar. Tarihimizde Kuvayı Milliye kültürü olmamış olsa umudumu kaybederdim. Ancak  birgün o ruhun uyanarak direnişe geçeceğine inanıyorum. Uyanmamışsa demekki henüz vakti gelmemiş demektir. Bir Nisan sabahına o tarihi ruh ile uyanmamızı dilerim.

(31, Mart, 2024-Ankara)

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum