DURUŞMA SALONLARI....

Turan ATEŞ turanates@hotmail.com



         Günün  Tartışması.....İMAMOĞLU'nun  Davasının duruşması;  ÇAĞLAYAN-İSTANBUL Adliyesindeki Duruşma  Salonunda mı; YOKAS Silivri Cezaevindeki geçici ve sonradan düzenlenen DURUŞMA SALONUNDA MI YAPILMASI GEREKİR?...
        KURALLAR ve YASAL Düzenleme gereği Duruşmalar Adliye Bünyesindeki Duruşma salonlarında yapılır.
      Sanırım, Duruşma gününden bir gün  önce; İMAMOĞLU'nun ÇAĞLAYAN-İST. Adliyesi ....ASLİYE CEZA Mahkemesinde  Yapılması gereken Duruşma bir önceki Karar ile SİLİVRİ CEZAEVİNDE Bulunan Duruşma Salonunda yapılmasına karar verilmiş.
      Bu Karar, gerek İMAMOĞLU Sanık Sıfatı ile ve Avukatlarda VEKİL Sıfatı ile İTİRAZ Ederek; Bugünkü Duruşmaya Katılmayacaklarını  kamuoyuna ve ilgili Mahkeme ile paylaşarak bu günkü Duruşmaya  Katılmamışlar...Mahkeme yeni Duruşma günü vermiş...
                        xxxxxx
    Klasik olarak Duruşmalar ve her türlü Yargılamalar ADLİYE Binasındaki DURUŞMA Salonlarında yapılır.
    İlçelerde ve bazı  Bölgelerde Adliye Binalarında tek DURUŞMA SALONU olur.  Asliye Ceza-Asliye Hukuk, Sulh Ceza ve Sulh Hukuk Mahkemeleri olur...İcra, İŞ, Kadastro Mahkemeleri de bu Mahkeme Hakimlerince yürütülür. Mahkemeler, birer gün salonu paylaşırlar...
      Yıl 1978 sonları...Kura Sonucu bir Güneydoğu İlmemiz Adliyesine SORGU  HAKİM Olarak Kura çekmek sureti ile atandım.
    Kasım Ayı sonlarında gittiğim için Hava muhalefeti nedeni ile DURUŞMALARI ODALARIMIZDA yapıyoruz.
     Ben; 3-5 tanede SORĞU Mahkemesi Duruşmasını Odamda yaptım...Öğleden sonra C. Savcısı arkadaştan bir Yazı-müzekkere; "Duruşmalar, Duruşma salonlarında yapılır. Odanızda yapmışsınız. Dosya Nolarının gönderilmesi..."
      Buyurunuz....Asliye Hakimi devreye girdi...Meğer iki gün önce; Mütaalasında Tahliyesini talep ettiği İKİ TUTUKLUNUN  TUTUKLULUK Halinin DEVAMINA Karar vermişim...Verebilirim...C. SAVCISININ Mütalaası ve Talepleri HİÇ BİR ZAMAN MAHKEME HAKİMİNİ Bağlamaz...C. Savcısının Üst Mahkemeye İTİRAZ Hakkı vardır. Bu Yetkisini kullanabilir...
     Ancak; 12 EYLÜL 1980 Askeri Müdahale  sonrası; Bazı C. Savcılar bu konuda Hakimlere Sıkıntılar verdiler...
    Ben de SALONUN Soğuk olduğunu ve devamlı olarak da Kış Mevsiminde tüm Hakimlerin Duruşmaları ODALARINDA Yaptığını beyan ederek cevap verdim...Çünkü, Duruşma Salonunda çalışma ortamı  sağlık yönünden sağlanamıyordu o dönemler...
     Buyurun....Seviyesiz bir sıkıntı....
                    xxxxxxxxxxxxxxxxx
      Havalar ısınmaya başladı...Nisan- Mayıs Ayları...
     Duruşmaların MAHKEMENİN  DURUŞMA SALONUNDA Yapmaya başladık.
    Kürsünün çekmecesini kendime doğru çekerek açtım... Çekmecede üç tane taş...  Hafif kırmızı, beyaz ve siyahımsı renklerde... Mübaşire ve Katibe sordum bu nedir? Aldığım  CEVAP; YEMİN  TAŞLARI....
     Bulunduğum Bölgede ÜÇ TAŞ YEMİNİ Yapılırmış...Mahalli bir inanış ve kültür...Ama; HUKUK USÜLE AYKIRI...Biz bu tür YEMİNİ Yaptıramayız...
     SAKARYA'nın  bir ilçesindeyim...KADOSTRA Mahkemesi uhdemde...1967 li yıllarda...Üç Mahkeme dosyası...Yıl 1987....Birisine bir Karar verdim...Taraflar Temyiz etmediler...İkinci Dosyaya da benzer bir Karar verdim....Aynı şekilde kesinleşti...DAVACI Çok Yaşlı bir Kadın Vefat etti...Eşi ve Oğlu Davada Davacı konumunda taraf oldular...
      Taraflar aynı zamanda Akrabadırlar...Taraflar uzlaştılar...Yalnız DAVALI  Mahkemede ;                                                                                   
       " SÖZKONUSU TAŞINMAZIN Kendisine ait olduğuna  ve Davacı Tarafın Olmadığına dair YEMİN edecek. Öğleden sonra duruşma yapacağız.
     Saat 15.00 de Duruşma Salonuna girdik...Gereken Uyarılar ve Yapılması gereken Yemin öncesi Taşınmazın  DAVACILARIN HAKKI olmadığı  konusunda Yasadaki Yemin metni...Bu Yemini; Emekli eski PTT Müdür yapacak...Yemin Esnasında DAVCININ Birisi-Ölen Kadının eşi; Elindeki KURAN-I KERİM'i çıkarttı ve " BAS BAKAYIM bunun Üstüne..." dedi ...Kuran'a Halk tabiri ile  EL BASTIRDI...
    Ben çok sıkıldım ve herhanği bir şeyde söyleyemedim...Aksi bir durum yapsam UZLAŞMA BOZULACAK...
   Katip ile Mübaşiri sıkı bir şekilde uyardım dışarı da ve Adliye de bu olaya gündem yapmamalarını rica ettim...Bende uzun süre stres ve de sıkıntı yaşadım...
    Merhum YUSUF KENAN Müsteşar...Duyarsa LAİKLİĞE Aykırılıkta hakkımda soruşturma açar...En azından bir DİSİPLİN CEZASI Alırım...
      Evet...Mesleğin Sıkıntıları da böyledir...
    
          xxxxxxxxxxx
      Şimdi Av. olarak takip ettiğim BEYKOZ ....ASLİYE HUKUK Mahkemesinde  bir DAVAMIZ Var....TARAF SAYISI sanırım 300 civarında...Öncesi Orman ama Orman Vasfını kaybettiği için Devlet Ormanı sınırı Dışına Tarım Arazisi olarak   çıkarılmış...Beni Müvekkil taraf bazı Davacılar Eski PADİŞAH Tapusuna dayanmaktalar...Büyük Çoğunluk da ZİLYETLİK ve İMAR-İHYAYA Dayanıyor...
    Bu Dosyanın DURUŞMASI Bir kaç celsedir Beykoz Belediyesi BELEDİYE NİKAH SALONUNDA Yapılmaktadır. Usule aykırı ...Ama zorunlu bir durum var...
         xxxxxx
     1978 Lİ YILLAR...SORĞU HAKİMİ olarak görev yaptım...       
       Duruşmaları genel olarak; ÇOK GİZLİLİK Arz ettiği içinde odam-da yapmaya da özen gösterdim. 
     Yalnız CEZAEVLERİNE DURUŞMA SALONLARI  açılarak da Mahkemenin   ADLİYE BİNASI Dışına Taşınması da  USÜL YASALA-RIMIZA  da  aykırıdır.  
    Efendim; GÜVENLİK Sağlanacakmış...Bunlar mazeret olamaz. 
   ADLİYE Binaları GÜVENLİK ve GÜVENŞİK sağlanması için daha da güvenli yerlerdir.  
       xxxxxxxxxxxxxx
    Ben Adliye Binalarının SARAY Olmamasından, Hakimlerin Oda-larının görünümlü eşyalarla döşenmiş olmasından değil; HAKİMİN Verdiği ADALETİNDEN  duygulanırım...
                          xxxxxx

     Mesleki Yaşamımda önüme gelen ilk TUTUKLAMA TALEBİNİ Paylaşmak istiyorum...
    1978 Kasım Ayı Ortalarında ; Ankara'da HARPUT Otobüs firmasının otobüsü ile 12 Kasım akşam saat 19.00 Otobüsü ile Güneydoğu Bölgemizin bir ilçesine bir valizim ve bir çantam ile hareket ettim...Ertesi günü saat 14.00 de görev yerim İlçeye ulaştım...Adliye Hükümet Binasının girişi...Çok eski ve gösterişi olmayan bakımsız bir bina...
     Sorğu Hakimliği  Odasına geçtim... Diğer Hakim arkadaş geldi...Jandarmanın Nb. Subay odasında kalıyorum...Jandarmanın tabildotundan yemek yiyoruz. Ataması çıkan Hakim Arkadaşın Lojmanı boşaltmasını bekliyoruz.
    Cuma Akşamı; C. Savcısı ve Karakol Komutanı oturuyoruz. Köy Karakol Komutanı Uzman Çavuşun evi kurşunlanmış... Telefon ile bildirildi...Komutan ve Savcı Arkadaş gittiler...
    Ertesi sabah bende ilçeyi ve çevreyi tanımak için mahalle yani köye bende gittim...
     Pazar ve Pazartesi günü KARAKOLUN Konukları çok...Aracılar... İleri gelenler...Ben de izliyorum...
    Üç Yurttaşı gözaltına almışlar...Zanlı oldukları söyleniyor...
   İki gün sonra da SULH CEZA HAKİMİ olarak; C. Savcısının TUTUKLAMA Talebi geldi önüme...
    Ama; Herkes bu üç kişinin TUTUKLANACAĞI Görüşünde...Çünkü, Hakim Karakolda yatıyor ve tabilottan yemek yiyor.
      Savunmaları aldım...Delil Arıyorum...LOJMANIN Çevresinde ATI İZİ Görülmüş... İz, bu kişilerin 2 Km. uzaktaki Hayvan Barınaklarında çıkmış...
    Düşündüm...Kurak ve yağmur-kar yağmamış bir hava... ATI İZİ Nasıl bulunur ve takip edilir...
    KARAR;                                                                                                                
      " At izi ile İçeri adam alınıp tutuklama yapılırsa; Sokakta kimse kalmaz...C. SAVCISININ ŞÜPHELİLERİN TUTUKLANMALARI TALE-BİNİN  REDDİNE...SERBEST BIRAKILMALARINA...."
      İlçede  0N Günlük Hakimim....
     Mahkeme Yazıişleri Müdürü ile  çarşıya çıktık...Halk Ayağa kalkıyör ve saygı ile eğiliyör.
      Evet....Meslekte ilk sınavım böyle oldu...
      Ama; Kimselerde bu konuda beni rahatsız etmediler...Beni de gördükleri yerde de ayağa kalktılar.....                                                                               
      Bu Güneydoğu Bölgemizin ayrıca  HALKINA SAYGI İLE...
     Saygı ile...