YAHUDİ'NİN GARKAD AĞACI
YAHUDİ’NİN GARKAD AĞACI
Garkad; hadisin metninde geçen geniş yapraklı ve dikenli bir ağaç ismidir. Yüce Allah (cc) rahmet olarak gönderdiği peygamberleriyle insanlığı sadece terbiye etmekle kalmadı, aynı zamanda düşünüp araştırsınlar diye gaybi haberlerle şifreli bir şekilde kullarını uyarmıştır. Bu haberlerin önemlilerinden biri olan, bugün Filistin davasına bakması yönünden önem arz eden ‘’Garkad Ağacı’’ hadisi şerifidir. Ebu Hureyre’den nakledildiğine göre Resulüllah (sav): ‘’ Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. O savaşta Müslümanlar galip gelerek Yahudileri öldürecekler. Ancak bu hengâmda bazı Yahudiler, taşın ve ağacın arkasına saklanacaklar. Bu durumda taş veya ağaç; ‘’Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, gel onu öldür’’ diye haber verecektir. Ancak garkad ağacı müstesna çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.’’ (Müslim, İbn-i Mâce) buyurmuştur.
Öncelikle şunu vurgulamak lazımdır ki, hadiste anlatılan bu savaş gerçek bir savaş olmasının yanısıra finansal, kültürel, teknolojik ve soğuk bir savaş manasına da gelebilir. Çünkü Hz. Peygamberin hadislerinde geçen kıyamet alametleriyle ilgili bazı bilgiler bu mecaz manalarla anlatılmaktadır. Bunu anlamak, buradan dersler çıkarmak ve geleceğe ait bir takım planlar yapmak bir çalışmayı ve bir beyin fırtınasını gerektirdiğinden; öyle siyasi liderlerin hamasetleriyle, halkı galeyana getirerek gazını alacak hamlelerle çözülecek bir sorun değildir. Çünkü, garkad hadisini anlamak ve günümüze bakan yönleri üzerinde düşünmek belki de bugünkü Filistin meselesine başka bir açıdan bakmamızı sağlayacaktır.
Biraz Maziye Gidelim
29 Ağustos 1897 yılında Basel’de Dünya Siyonist Kongresi’nde Theodor Herzl’in önderliğinde Siyonist Teşkilatı kuruldu. Bu teşkilat 1960 yılından itibaren ‘Dünya Siyonist Teşkilatı’ olarak devam etti. Yahudilerin Filistin topraklarına göç etmesi gerekliliği, bilinçlendirme organizasyonları; ‘Arz-ı Mevdud’a (vadedilen topraklar) sahip olmanın tek yolunun bu toprakları elde etmekten geçtiği fikri ilk defa bu kongrede açıkça dile getirilmiştir.
Yahudilerin asıl hedefinde ise;‘’ Bu Kur’an-ı Müslümanlardan uzaklaştırmak veya onları Kur’an’a yabancılaştırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız ‘’ diyen İngiliz siyasetçi William Ewvart Gladstone’nin fikirleri yatmaktadır. İsrail Devletinin başbakanı Şimon Perez’e; “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor.” diye soran bir gazeteciye: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, bunu o zaman düşünürüz.” diye cevap vermesi de, bugün Müslüman âleminin ayna karşısına geçip kendi endamına yeniden bir daha bakmasını gerektirmektedir.
Hollywood Garkad Ağacı
Dünya tarihinde değişik ellerde bir silah haline gelen; füzelerin, topların, tüfeklerin yapamayacağı işi yapan yeni bir silah ortaya çıkar. Kan dökmeden öldüren bu silah, bir terbiye aracı, bir kırbaç, bir kültür emperyalizmi, bir ahlaksızlık virüsü olarak bütün dünyaya yayıldı. Manasına bakılacak olursa, hadiste geçen ve bunu tesis edenlerin arkasına sığınacağı yeşil yapraklı, dikenli bir garkad ağacı görüntüsü veriyor gibi.
‘’Hollywood, Holly ve wood kelimelerinden meydana gelir. Holly süslemede kullanılan, dikenli ve koyu yeşil yapraklı bir ağaç türüdür.’’ Wood ise; ‘’ tahta, odun, ağaçlık ve ormanlık anlamlarına gelir.’’ Sihirli değnek anlamı da çıkarılan bu kelime garkad misali arkasına sığınılmış bir sektör olarak ta düşünülebilir. Yahudiler, ABD’deki film endüstrisi tarihi gelişiminde öncü rol oynamakla beraber hâlâ bu rollerini sürdürmektedirler. Amerikan film endüstrisi Hollywood’a doğru ilerlerken, Yahudiler film endüstrisinde yöneticilerden yapımcılara, yönetmenlerden yazarlara, ve oyunculara kadar her alanda aktif rol alarak, bu sektörü daha ilk yıllardan itibaren ele geçirmeyi başarmışlardır.
Hollywood’un asıl kurucuları Yahudilerdir. Paramount Pictures’in üç kurucusundan biri olan Adolph Zuckor Macaristanlı bir Yahudi’dir. Bir başka Macaristan Yahudisi olan William Fox, Fox film Corporation’ı kurdu. Rusya’da doğan Louis B. Mayer, kendisi gibi Yahudi olan Marcus Loew ile Metro-Goldwyn-Mayer’i kurdu. Ayrıca zamanın üç stüdyosundan ikisi olan Universal Picture ve Columbia Pictures, yine Yahudiler tarafından kurulmuştur. Bunların kurucularından Carl Laemmle Almanya’nın Laupheim kentinde doğan bir Alman Yahudisiydi. Harry ve Jack Cohn ise Joe Brandt ile birlikte Columbia şirketini kuran New York’ta yaşayan Amerikalı bir Yahudi idi.
İngiltere sinemasında bu sektör Pinewood ‘’ yeşil çam’’ ismiyle boy gösterir. Türkiye sineması bunlardan İngiltere’yi örnek alarak sinemasına ‘yeşil çam’ adını uygun görürken; Hindistan sinemasına ‘’Bollywood’’ adını koyar. Bakıldığında isimlerinin hepsinde ağaç kelimesini çağrıştıran bu sektörün bir araya gelmesi sizce bir rastlantı olabilir mi? Yahudilerin kurup yönettikleri bütün dünyayı esir alan bu sermaye ve şirketlerin ağaç simgeleriyle isimlendirilmesi garkad ağacı-sihirli değnek ilişkisini de net bir şekilde ortaya koymuyor mu?
İsrailiyat kaynak ve terminolojisine hakim olan Muhammed b. Sâib el-Kelbi Hz. Musa’nın asasının asvec ağacından olduğunu ve bu ağacın büyümüş şekline garkad denildiğinin altını çizmektedir. Hadiste geçen garkad kelimesine günümüz çerçevesinden bakılacak olursa hiçte öyle bildiğimiz ağaç manasında kullanılmadığı ve Yahudilerin arkasında saklandığı değişik objeler olduğu görülecektir.
Büyük Siyonist Oyunu
Müslüman dünyası garkad hadisinde geçen şifreyi normal bir ağaç olarak kabul ederse büyük hata yapmış olur. Çünkü çağın gelişen teknolojisi karşısında bir insan bedeninin ağaç arkasına gizlenip kendini muhafaza etmesi mümkün değildir. Demek ki bu hadisin bizlere anlatmak istediği başka gerçekler vardır. Onlar tarihte rollerini hep kalleşçe sergilemiş ve insan onuruna yakışan göğüs göğüse mücadele yerine hep bir şeyleri kendilerine siper yapmayı uygun görmüşlerdir. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlara karşı açacakları her türlü sıcak savaşı kaybedeceklerini çok iyi bildiklerinden dolayı, sinemayı, sanatı, sermayeyi, teknolojiyi arkalarına sığınacak bir garkad ağacı yapmayı, vadedilen topraklara sahip olmanın tek çıkar yolu olarak görmüşlerdir.
Müslüman dünyası garkad ağacının çiçek açıp arkasındaki Yahudileri ihbar edeceği hikayesini okuyadursun, bugün evlerimizin içine kadar girip sosyal medya sahnelerini yatak odalarımıza kurarak, duygu ve düşünce dünyamıza, dini ve milli bahçemize kendi garkadlarını dikip geçtiler. Böylelikle nesilleri garkad tv’lerle, garkad dizilerle, garkad sinemalarla, garkad içeceklerle, garkad yiyeceklerle ahlaksız, namussuz, hayâsız ve hissiz hale getirerek sokaklara dökmeyi başardılar.
Bugün bütün dünya insanlığının dil, din ırk ve renk demeden Filistin için bir araya gelmesi, tıpkı Medine’deki Evs ve Hazreç kabilelerinin bir araya gelerek, İbni Selül zihniyetini dize getirmesi gibi Yahudilerin sonunu getirecektir. Allah’ın izniyle İsrail bugün Filistin’e el uzatmakla adeta kendi soyunun ve sopunun sonunu hızlandırdı. Çünkü, hadiste Yahudilerin Deccal ile birlikte hareket etmesi dünya çapında büyük bir savaşa, nefrete, kin ve duyarlılığa sebep olacağı anlatılırken, bütün dünyanın ayağa kalkması tıpkı Evs ve Hazreç gibi düşman kabileleri, ayrı dinleri, ayrı kültürleri, ayrı renkleri Yahudilere karşı bir araya getirerek büyük bir uyanışa sebep olacaklardır.
Herkese İfşa Olacaklar
Günümüzün vazgeçilmezi sinema ve film sektörünün sosyal hayatımıza seri bir şekilde girmesi 1930’lardan başlayarak 1950’lere kadar yükselmeye devam ettiği bir gerçektir.1930-1940 yılları arasında Avrupa’da Nazism’in yükselişi ve Yahudilere karşı bir kin ve bir nefretin başlaması, onları ABD’ye göç etmek zorunda bırakmıştır. Bu göç edenler arasında Billy Wilder, Hedy Lamarr, Peter Lorre gibi çok yetenekli Yahudi Avrupa’dan ABD’ye kaçmak zorunda kalmıştı. İlk zamanlar halkın onlara karşı nefreti yüzünden kendilerini gizlemek zorunda kalan Yahudiler, bu zaman içerisinde aktif sabırla kozalarını örmeye devam ettiler. O tarihlerde halkın tepkisini üzerlerine çekmekten korktukları için, yapmış oldukları filmlerin kendilerini açığa çıkaracak hiçbir objeye yer vermemişlerdi.
Bir plan ve bir program eşliğinde yollarına devam eden Yahudiler, ABD’de hızla büyüyen sivil toplum oluşumlarını fırsat bilerek yavaş yavaş inlerinden çıkmaya başlamış; yaptıkları filmlerde bu defa adeta 25. kare tekniğine kendilerini yerleştirerek halkın kendilerine olan kin ve nefretini kırmayı başarmışlardı. 1970 yılına gelindiğinde artık Yahudiler bütün sektörlerde söz sahibi olarak kendilerini korkusuzca göstermeye başladı. 1979 yılında Time Dergisi, ABD’deki sinema sanatçılarının, filim şirketlerinin, büyük sermayelerin yaklaşık %80'inin Yahudi olduğunu ve sinema sektörü sayesinde halk tarafından kabul gördüklerini yazmıştı.
Bu Devran Dönecek
Bugün yaşanan olaylara bakarak, garkad hadisinden çıkarılacak çok dersler olduğu kanaatindeyim. Nasıl ki, 1940 yıllarında Avrupa’da başlayan Nazism’in yükselişinin Yahudilere karşı müthiş bir kin ve bir nefreti tetikleyip onları Avrupa’dan kaçmak zorunda bırakmış ise; bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanan soykırım ve insan hakları ihlalleri bütün dünya üzerinde Yahudilere karşı topyekün bir nefret, bir kin ve bir intikam duygusuna sebep olacaktır.
Bugün Gazze’deki feryatlar, kıyamlar, akan kanlar Yahudiler için öyle bir helezona dönüşecek ki, Avrupa’da yaşadıklarını mumla arayacak, ne yöne kaçarsa kaçsınlar arkalarına sığınacak bir garkad ağacı dahi bulamayacaklardır. Dünyanın dört bir tarafında dini, dili, ırkı, rengi farklı insanların kıyama kalkması; halkın sel gibi yağmur, çamur demeden meydanları doldurması; İsrail vatandaşlarının barlardan, lokantalardan zorla çıkarılması; uçaklardan zorla indirilmesi ve değişik spor organizasyonlarında protesto edilerek sokaklarda itilip kakılması bu gerçeği doğrular mahiyettedir.
Bugün istedikleri gibi Filistin ve Gazze üzerinde plan yapadursunlar, Gazze’yi oteller ve kumarhanelere çevirip ‘’Las Gazze’’ hayalleri kursunlar onlara karşı bu kin ve bu nefret artarak devam edecektir. Kendilerine garkad yaparak gizlemeye çalıştıkları ne kadar kurum ve kuruluş; marka, sektör, ulaşım, ticaret, lojistik, askeri, teknolojik kurum ve kuruluşlar varsa, çok yakın bir zamanda hadiste anlatılanlar bir bir yaşanacak; benim sahibim de Yahudi, benim sermayemde Yahudi, benim teknolojim de benim sivil kuruluşum da Yahudi’dir diye ölümlerine ferman çıkaracaklardır. Bize gelince de, Yahudi’nin arkasında gizlendiği bir garkad arıyorsak, cebimizdeki telefona, evimizdeki televizyon dizilerine, filmlere; bakkalımızdaki dondurmalara, deterjan markalarına; tüketmekten geri kalmadığımız içeceklere; tarlamızdaki tohumlara; yediğimiz sebzelere, giydiğimiz ayakkabılara, reklamını yaptığımız moda tarzlarına bakmamız yeterli olacaktır.
Keser Döner...
Şunu da ilave etmek gerekir ki, ‘’Wall Street, dünyadaki birçok borsa ve finans kuruluşunun ana merkezi konumundadır. ‘’Bugün Yahudiler her ne kadar kendilerine bir garkad bulup arkasına gizlenseler de; Taberâni’nin bir rivayetinde geçen ‘‘Cizmul’l-hâitin’’ (duvar kalıntısı) kelimesi Yahudilerin çöküşüne işaret eder gibi duruyor. ‘’Küresel sermayeyi yöneten Yahudilerin gizledikleri kimlikleri ve özel bilgileri bu garkad merkezinde kaydedildiği düşünülürse, zamanı gelince bütün insanlarla ve özellikle Müslümanlarla paylaşılarak saltanatlarının yerle bir olacağı öngörüsü de yabana atılmamalıdır. Taberâni bu duvarın deşifre edilmesinin sermayeyi elinde bulunduran Yahudilerin Wall Street’teki ilişki ağlarının, Wikileaks belgelerinde olduğu gibi bütün dünyaya servis edilmesi ve bununla da kimliklerinin açığa çıkması; yaptıklarının hesabını ödeyecekleri manasını da taşıyor olabilir.
İşte o günlerde bütün insanlık rahat ve huzura kavuşacak; bütün ülkeler, bütün kıtalar bir barış adacığı haline gelerek dünya yepyeni bir bahara uyanacaktır. Öyle anlaşılıyor ki, uyuyan insanlık Filistin ve Gazze ile yeniden uyanacak; kin ve nefreti, küçük ayrılıkları, kültürden doğan farklılıkları götürüp bir daha kalkmamak üzere karşı bayıra gömerek üzerini taşlarla örteceklerdir. Böylelikle İslam güneşi bu defa batıdan daha berrak ve daha parlak doğarak bütün insanlığı ısıtacaktır. Osmanlı nasıl ki bir Avrupa ülkesi doğurdu; Avrupa’da bir İslâm ülkesine hamile ve çok yakın bir zamanda bu hamlini gerçekleştirecektir. Bundan hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın.